Dünya’da ve gelişmekte olan ülkelerde yaşanan değişim, belirsizlik ve ekonomik krizlerin yarattığı etki alanları farklılık gösterse de, krizler genel olarak işletme ve ülkelerin ekonomik ve sosyal yapılarını önemli açılardan etkilediği göz ardı edilemez bir gerçektir.
Yaşanan kriz olgusu, işletme organizasyonlarında ve ülkelerde belirsizlik, kaos ve yüksek kaygı duygularını uyandıran, beklenmedik bir tehdit kaygısı oluşturmaktadır.
Türkiye gibi kriz beklentilerinin yoğun olduğu ülkelerde, işletmelerin varlıklarını sürdürebilmek adına, kriz oluşturabilecek her türlü riskleri önceden analiz ve tespit ederek çözüm önlemleri almak üzere, “Sürekli Kriz Yönetimi“ sistemini kurgulamak ve yönetmek zorundadırlar.
Kriz Yönetimi ve Süreç
İşletmelerde krize yol açan çok sayıda faktörler bulunmaktadır. İşletmelerin kendi kontrolü dışında dış çevre faktörlerinden oluşan doğal, toplumsal, ekonomik, teknolojik ve politik değişim faktörleri ile birlikte, krize neden olan öncelikli işletme içi faktörler yer almaktadır. Bunlar; şirket üst düzey yöneticilerinin, krizleri önceden tespit edememeleri ve/veya yetersiz olmaları. İşletme içinde yaşanan organizasyon bozukluğu nedeniyle üretim, kalite, rekabet, satış ve karlılık süreçlerinde yetki sorululuk ve karar vermede, uzman çalışanlar ve etkin yöneticilerin oluşturulmamasıdır. Tespit edilen kriz türlerine bakılmaksızın etkili bir kriz yönetim sisteminin yönetim ekipleri tarafından oluşturulacak “Kriz Yönetim Planları“ ile yönetmektir.
Kriz yönetimi sürecinde yapılacak analiz çalışmaları ile ;
Siz müşterimiz değil , Biz Çözüm Ortağınız olalım .. Orhan Arancı